REKLAM

Paylaş:
RSS 1.0     RSS 2.0

Toplam bakislar: 4749 - Toplam yanitlar: 3

GONDEREN: TeLmA on 03/17/2013 04:02:50


İn­san dav­ra­nış­la­rı­nı te­tik­le­yen ne­den­ler üze­rin­de du­ran fi­lo­zof­lar, fark­lı yak­la­şım­lar­da bu­lun­muş­lar. Ki­mi­le­ri fay­da­cı bir an­la­yış­la “Tek mu­har­rik men­fa­at­ti­r” de­miş. “İn­san­lık, ta­bi­at ta­ra­fın­dan iki hü­küm­da­rın ha­ki­mi­ye­ti al­tı­na so­kul­muş­tur: Acı ve zevk… Bi­zim ne ya­pa­ca­ğı­mı­zı an­cak on­lar gös­te­ri­r” an­la­yı­şı­nı di­le ge­ti­ren ma­ter­ya­list ya­zar Hol­bac­h’­tır. Kant ah­la­kın­da ise hiç­bir bek­len­ti ol­mak­sı­zın iyi dav­ra­nı­şın ger­çek­leş­ti­ril­me­si­nin sa­vu­nul­du­ğu­nu gö­rü­rüz.

Bu yak­la­şım­la­rı te­olo­jik açı­dan fark­lı bo­yut­la­rıy­la tar­tı­şa­bi­li­riz. Bu ay­rı bir ko­nu… İn­san, doğ­ru bir dav­ra­nı­şı ger­çek­leş­ti­rir­ken ne adı­na, han­gi sa­ik­le ya­pı­yor­sa yap­sın, bu­ra­da asıl olan yap­tı­ğı o şey­dir ve onun için sarf et­ti­ği gay­ret­tir di­ye­bi­li­riz.
İs­la­m’­ın önem­li kav­ram­la­rın­dan bi­ri “rı­za­” dır. Bu an­la­yış için­de ya­pı­lan her ey­lem iba­det­tir. Bu kav­ram dün­ya ve ah­re­tin ay­nı düz­lem­de an­la­şıl­ma­sı açı­sın­dan da önem­li­dir ve ina­nan in­sa­nı düz­gün bir in­san ol­ma­ya mo­ti­ve eder. Bu­nun, bi­li­ne­rek ya da bi­lin­me­ye­rek şah­si iba­det­le­re in­dir­gen­miş ol­ma­sı, farz­la­rı beş­le sı­nır­la­yıp (na­maz, oruç, hac gi­bi), “farz-ı ki­fa­ye­” ola­rak ni­te­le­di­ği­miz top­lu­mun ta­ma­mı­nı il­gi­len­di­ren as­li gö­rev­le­rin de, “ce­na­ze na­ma­zı­” gi­bi, bir­kaç ri­tü­el üze­rin­den ör­nek­len­di­ril­miş ol­ma­sı, dü­şü­nül­me­si ve üze­rin­de tar­tı­şıl­ma­sı ge­re­ken önem­li bir ko­nu­dur.
Bu nok­ta­da ez­ber bo­zu­cu söy­lem­le­re ih­ti­yaç var­dır. Zi­ra farz de­ni­lin­ce ne­den akıl­la­ra na­maz ge­lir de, me­se­la ada­let­li ol­mak gel­mez. Ya da iç­ki üze­rin­de gös­ter­di­ği has­sa­si­ye­ti din­dar kim­lik, “a­man kim­se­nin hak­kı­nı gasp et­me­ye­yim, ha­ram olu­r” di­ye­rek işin­de de gös­ter­mez. “İ­şi eh­li­ne ve­ri­ni­z” aye­ti­nin, ina­nan in­sa­na na­maz­dan da­ha bü­yük bir so­rum­lu­luk yük­le­di­ği ne­den fark edil­mez? (Di­ni ve­ci­be­le­ri­ni bü­tü­nüy­le ye­ri­ne ge­tir­me­yi şi­ar edin­miş ve ay­nı öl­çü­le­ri ko­ru­yan bir ai­le­nin fer­di­yim. Bu­nu özel­lik­le be­lir­ti­yo­rum, çün­kü bun­la­rı söy­le­di­ği­niz­de, za­ten bun­lar na­maz kıl­mı­yor­lar ki gi­bi bir ta­ar­ruz­la kar­şı­la­şı­yor­su­nuz.)
Do­la­yı­sıy­la fay­da­cı bir an­la­yış­la yak­la­şıl­dı­ğın­da ba­zı ah­la­ki il­ke­le­ri ha­ya­ta ta­şı­ma­nın hiç de ko­lay ol­ma­dı­ğı­nın ve fa­kat on­lar üze­rin­den İs­la­m’­ın ya­şa­nı­la­ca­ğı­nın gö­rül­me­si ge­re­kir. Me­se­la, ada­let­li ve hak­ka­ni­yet­li ol­mak, nef­se hoş gel­me­se de o şe­yi terk ede­bil­mek, öte­ki­ni ken­di­mi­ze ter­cih et­mek, ay­nı dü­şün­me­sek de din­le­ye­bil­mek, zor­luk­lar kar­şı­sın­da sa­bır, öf­ke­yi yut­ma, di­ğer­kam­lık, fe­da­kar­lık, ka­na­at­kar­lık gi­bi pek çok pren­sip üze­rin­den bu­nu an­la­mak müm­kün.
Bun­dan do­la­yı ol­ma­lı ki, vah­yin “sarp yo­ku­ş” ola­rak al­tı­nı çiz­di­ği hu­sus­lar, ceht, ça­ba, sa­bır ve se­bat gös­te­ril­me­si ge­re­ken hu­sus­lar­dır. Ayet­te “İn­san sarp yo­ku­şu gö­ze ala­ma­dı­” de­ni­lir­ken, dik­kat­le­rin hak ve so­rum­lu­luk­la­ra çe­kil­me­si, ih­lal ve ih­ma­lin tam da o alan­da ya­pı­la­ca­ğı­nı gös­ter­mek­te­dir. Ni­te­kim in­san­lı­ğın gel­di­ği nok­ta bu­nu bü­tün çıp­lak­lı­ğıy­la or­ta­ya ko­yar.

İn­sa­nın sarp yo­ku­şu

“İ­yi­lik yüz­le­ri­ni­zi do­ğu­ya ya da ba­tı­ya çe­vir­me­niz de­ğil­di­r” di­yen Ku­r’­an-ı Ke­rim ıs­rar­la “so­rum­lu­luk ah­la­kı­” üze­rin­de du­rur. Ve bu so­rum­lu­lu­ğu sos­yal te­rim­ler üze­rin­den kav­ram­sal­laş­tı­rır. Bun­la­rın il­ki, ki­şi­yi “zin­cir­le­rin­den kur­tar­mak­tı­r” ya­ni onu “öz­gür­leş­tir­mek­ti­r”. İn­sa­nın in­sa­na kul ol­ma­sı baş­ta ol­mak üze­re, onu her tür­lü bo­yun­du­ruk­tan kur­tar­mak, put­laş­tı­ra­ca­ğı her şey­den onu ko­ru­mak­tır; bu­na ken­di ben­li­ği de da­hil. İn­sa­nı öz­gür­leş­tir­me­yi göz ar­dı eden bir yak­la­şı­mın in­sa­ni ve ah­la­ki ola­ma­ya­ca­ğı da açık­tır.
Di­ğe­ri ise ser­ve­ti “pay­laş­mak­tı­r”. As­lın­da iki kav­ram ara­sın­da doğ­ru­dan bir iliş­ki ol­du­ğu söy­le­ne­bi­lir. Put­laş­tır­dık­la­rı­mız, pay­la­şa­ma­dı­ğı­mız o şey­ler de­ğil de ne­dir?
“Sev­di­ği­niz şey­ler­den in­fak et­me­den fa­zi­le­te ula­şa­maz­sı­nı­z” aye­ti dü­şün­dü­rü­cü­dür! Pay­laş­ma işi­mi­ze ya­ra­ma­yan­la­rı, be­ğen­me­dik­le­ri­mi­zi eli­miz­den çı­kar­ma an­la­yı­şı için­de ol­mak de­ğil­dir. Ken­di­miz için is­te­di­ği­miz ne var­sa baş­ka­la­rı için de is­te­me­yi ve eli­miz­de olan­la­rı on­lar­la bö­lüş­me­yi ba­şa­ra­bil­mek­tir. Kı­sa­ca öte­ki­ni ken­di­mi­zin ye­ri­ne ko­ya­rak, in­san­ca ya­şa­ma­yı öğ­ren­mek de­mek­tir.

Ku­r’­an ah­ret ki­ta­bı de­ğil­dir

Öz­gür­lük ve pay­la­şım… Sarp yo­ku­şu tır­man­dı­ra­cak iki ayak. Da­ha doğ­ru­su in­san­lık yo­ku­şu ve cen­net… Kav­ram­la­rı iki uç­lu ola­rak oku­ya­cak olur­sak bu zor­lu yo­ku­şa ta­lip ol­mak ve ba­şar­mak, ön­ce­lik­li bu dün­ya­da cen­ne­ti ger­çek­leş­tir­mek­tir. Ku­r’­an’­ın öte­ki dün­ya­nın ki­ta­bı ol­ma­dı­ğı açık. An­la­ma­dan tek­rar­la­nan söz­le­rin ne bu dün­ya­ya fay­da­sı var ne ah­re­te. Do­la­yı­sıy­la bu dün­ya­da cen­ne­ti oluş­tu­ra­ma­yan­la­rın cen­ne­ti bek­le­me­le­ri bey­hu­de­dir.
Öz­gür­leş­tir­mek için mü­ca­de­le eden­ler­le, ma­lın­dan, mül­kün­den da­ğı­ta­rak ça­re­siz in­san­la­ra ula­şan­la­rı, hak­kı ve sab­rı ha­ya­tı­nın ek­se­ni­ne ko­ya­rak in­san­la­ra yol gös­te­ren­le­ri Ku­r’­an “sağ­du­yu ve vic­dan sa­hip­le­ri­” ola­rak ni­te­li­yor. Di­ni öğ­re­ti­ler in­sa­ni er­dem­ler üze­rin­den okun­ma­dı­ğı sü­re­ce, in­san­lı­ğın vic­da­nı­nı ha­re­ke­te ge­çi­re­me­ye­ce­ği açık­tır. Bu­nu gü­nü­müz Müs­lü­man­la­rı üze­rin­den oku­mak müm­kün­dür.





--------------------------------------------------------------
GERÇEKÇİ OL İMKANSIZI YAŞA




GONDEREN: efe_19 on 03/17/2013 04:12:09


Telma emeklerine sağlık paylaşım için tşkrler





--------------------------------------------------------------

Back To Top




GONDEREN: Birsu_ on 03/17/2013 04:40:21


Namaz oruç zekat gibi ibadetler kulun ALLAHA olan mecburiyetleridir.. Yapar kabul olursa mükafatını görür yapmaz ve kabul olmazsa cezasını ALLAH verir.

VE hiç kimse  başkasını yargılama suçlama veya inançlı inançsız diyerek mahkum etme yetkisine sahip degildir..


AMA ALLAH kul hakkı almamayı  ve adaletli olmayı emrederek insanın insana olan eziyetinin affedilmeyecegini açıkça belirtmişdir..

6 YILDIR adaletsiz bir biçimde yargılanmadan iftira ve zan üzerine içerde tutulanların hakkını kimler nasıl ödeyecek merak ediyorum..

Emegine saglık TELMA......







--------------------------------------------------------------
Back To Top




GONDEREN: ZiCan on 03/17/2013 12:45:28


Öz­gür­lük ve pay­la­şım… Sarp yo­ku­şu tır­man­dı­ra­cak iki ayak. Da­ha doğ­ru­su in­san­lık yo­ku­şu ve cen­net… Kav­ram­la­rı iki uç­lu ola­rak oku­ya­cak olur­sak bu zor­lu yo­ku­şa ta­lip ol­mak ve ba­şar­mak, ön­ce­lik­li bu dün­ya­da cen­ne­ti ger­çek­leş­tir­mek­tir. Ku­r’­an’­ın öte­ki dün­ya­nın ki­ta­bı ol­ma­dı­ğı açık. An­la­ma­dan tek­rar­la­nan söz­le­rin ne bu dün­ya­ya fay­da­sı var ne ah­re­te. Do­la­yı­sıy­la bu dün­ya­da cen­ne­ti oluş­tu­ra­ma­yan­la­rın cen­ne­ti bek­le­me­le­ri bey­hu­de­dir.

           Telma emeğine yüreğine sağlık.





--------------------------------------------------------------

Back To Top
05/03/2024



*** SanalKahve.com 2008-2023 ***