REKLAM
genc_kaptan3
PROFIL   RESIMLER   BLOGLAR   MISAFIR DEFTERI   ARKADASLAR   FAVORILER   VIDEOLAR  
 
mem_gold SITE DISINDA

Erkek
44 Yasinda
k.maraş
Turkiye



YILDIZI: Ikızler burcu
SON GIRIS: 10/20/2023 00:30:52
REYTINGIM: 9.99

İNSANDA GÜZEL OLAN YÜZDÜR YÜZDE GÜZEL OLAN GÖZDÜR İNSANI İNSAN YAPAN AGIZDAN CIKAN SÖZDÜR!!!

ஐ๑ஐ๑ஐ๑ஐ๑ஐ๑ஐ๑ஐ๑ஐ๑ஐ๑ஐ๑ஐ๑ஐ๑ஐ๑ஐ๑ஐ๑ஐ๑ஐ๑ஐ
Allahım gönlümde olanı hakkımda hayırlı eyle
Hakkımda hayırlı olana gönlümü razı eyle.
Yokluğumu Farketmeyeni Varlığımla Rahatsız Etmem!!!

Hayatımdan GidenLer...
Bir Daha Geri GeLmeyi HayaL BiLe Etmeyin..!
Hayatıma Yeni GirenLer Gitmeyi Düşünürseniz..
Hiç BekLemeyin..!
KaLıp Tanımaksa Amacınız Durup İzLeyiN..!
BaşkaLarından DegiL Beni Benden Ögrenin..!
Ben:
AradikLarıma Sahip,
Sahip OLdukLarımaysa Tutkunum..!

Güzeli Güzel Yapan EDEPTİR !. Edep İse Güzeli Sevmeye SEBEBTİR !.

Sen Seni Seveni Görmeyecek Kadar Körsen, Bende Sana Olan Sevgimi Söylemeyecek Kadar Gururluyum...

AsaLet; Boyda değiL, s0yda.. inceLik; beLde değiL, diLde.. DoğruLuk; sözde değiL, özde.. güzeLLik; yüzde değiL, yürekte oLur..!

Sev Seni Sevni Yerdeki Yılan Olsada, Sevme Seni Sevmeyeni Mısırda Sultan Olsada...

İnsanoğlu hillebazdır kimse bilmez fendini, Her ne kadar dost sanarsan, Sakındır ondan kendini

Ne renk olursa olsun kaşın gözün, Karşındakinin gördüğüdür rengin.. .

Unutmayın;
Yediklerimiz değil, hazmettiklerimiz bizi güçlü yapar.
Kazandıklarımız değil, biriktirdiklerimiz bizi zengin yapar.
Okuduklarımız değil, hatırladıklarımız bizi bilgili yapar.
Başkalarına verdiğimiz öğütler değil, bizzat uyguladıklarımız bizi insan yapar....

Gidenlerime Vedayım Gelenlerime Mihirim!!!
ஐ๑ஐ๑ஐ๑ஐ๑ஐ๑ஐ๑ஐ๑ஐ๑ஐ๑ஐ๑ஐ๑ஐ๑ஐ๑ஐ๑ஐ๑ஐ๑ஐ๑ஐ

Ezan oldum dinmedim.Bayrak oldum inmedim. Şehit oldum ölmedim.Adım müslüman soyadım türk benim





ATEŞ VE SUYUN HİKAYESİ
Ateş bir gün suyu görmüş yüce dağların ardında
sevdalanmış onun deli dalgalarına.
Hırçın hırçın kayalara vuruşuna,
yüreğindeki duruluğa
Demiş ki suya:
Gel sevdalım ol,
Hayatıma anlam veren mucizem ol...
Su dayanamamış ateşin gözlerindeki sıcaklığa
al demiş;
Yüreğim sana armağan...
Sarılmış ateşle su birbirlerine
sıkıca, kopmamacasına...
Zamanla su, buhar olmaya,
ateş, kül olmaya başlamış.
Ya kendisi yok olacakmış, ya aşkı...
Baştan alınlarına yazılmış olan kaderi de
yüreğindeki kederi de
alıp gitmiş uzak diyarlara su...
Ateş kızmış, ateş yakmış ormanları...
Aramış suyu diyarlar boyu,
günler boyu, geceler boyu
Bir gün gelmiş, suya varmış yolu
Bakmış o duru gözlerine suyun,
biraz kırgın, biraz hırçın.
Ve o an anlamış;
aşkın bazen gitmek olduğunu.
Ama gitmenin yitirmek olmadığını....
Ateş durmuş, susmuş, sönmüş aşkıyla.
İşte o zamandan beridir ki:
Ateş sudan,
su ateşden kaçar olmuş..
Ateşin yüreğini sadece su,
Suyun yüreğini
Sadece ateş alır olmuş...



AŞKIN GÖZÜ KÖRDÜR
Bir gün Delilik yakın dostlarını kahve içmek üzere evine davet etmiş.
Herkes gelmis. Kahveler icildikten sonra
Delilik dostlarına saklambaç oynamayı önermiş.
Saklambaç mi? O da nedir? diye sormuş Merak.
-Saklambaç bir oyundur. Sizler saklanırken ben yüze kadar sayacağım.
Saymayı bitirdiğimde ilk bulacağım kişi benden sonraki ebe olacaktır.
Korku ve Tembellik dışındakiler Delilik'in önerisini derhal kabul etmişler.
-1..., 2..., 3... diye yüksek sesle saymaya başlamış Delilik. Acelecilik, ilk bulduğu yere kendini atıvermiş.
Utangaçlık, her zamanki alışkanlığıyla bir ağacın gölgesine ilişmiş.
Neşe, bahçenin orta yerine doğru yönelmiş.
Hüzün, saklanacak yer bulamadığından ağlamaya koyulmuş.
Kıskançlık, Başarı'nın pesinden giderek yani başındaki bir kayanın ardına sığınmış.
Delilik saymayı sürdürmüş...
Umutsuzluk, Delilik'in doksan dokuza geldiğini duyduğunda iyiden iyiye umutsuzluğa kapılmış.
- YÜZ ! diye haykırmış Delilik,
Saklanmayan ebedir, aramaya başlıyorum.
İlk sobelenen Merak olmuş. Birinci kurbanın kim olacağını o kadar merak ediyormuş ki, saklanmayı ihmal etmiş.
Bahçe duvarına baktığında, Delilik Kararsizlik'i fark etmiş; üzerine tünemiş olduğu duvarın hangi tarafına saklanacağını düşünmekle meşgulmüş ve hemen ardından Neşe'yi, Hüzün'ü,
Utangaclik'i sobelemiş. Herkes yeniden bir araya geldiğinde Merak sormuş:
Aşk nerede? Hiç Aşk'ı gören oldu mu?
Delilik, Aşk'ı aramaya koyulmuş.
Dağlara çıkmış, nehirlerin yataklarına bakmış, ama Aşk'ı hiç bir yerde bulamamış.
Çaresiz arayışını sürdüren Delilik, bir gül ağacı ile karsılaşmış.
Eline geçirdiği bir çalıyla ağacın dallarını, yapraklarını yoklamış.
Aniden tiz bir çığlıkla irkilmiş. Acıyla bağıran Aşk, diken batan gözünü tutuyormuş.
Delilik ne yapacağını bilememiş. Özür dilemiş, yalvarmış yakarmış Aşk'a
kendisini affetmesi için. O kadar üzülmüş ki, bir daha hayat boyu yanından
ayrılmayacağını bile vaat etmiş. Acısı biraz dinen Aşk sonunda özürleri kabul etmiş.
O günden beri Aşk'ın gözü kördür ve Delilik hep yanı başındadır...



ÇOCUĞUN MELEĞİ
Bir zamanlar dünyaya gelmeye hazırlanan bir bebek varmış. Bir gün Allah'a sormuş:
-Allah'ım, beni yarın dünyaya göndereceğini söylediler, fakat ben o kadar küçük ve güçsüzüm ki, orada nasıl yaşayacağım?
-Tüm meleklerin arasından senin için bir tanesini seçtim. O seni bekliyor olacak ve seni koruyacak. Meleğin sana her gün şarkı söyleyecek ve gülümseyecek. Böylece sen onun sevgisini hissedecek ve mutlu olacaksın.
-Pekiiiii... İnsanlar bana bir şeyler söylediklerinde, dillerini bilmeden söylenenleri nasıl anlayacağım?
-Meleğin sana dünyada duyabileceğin en güzel ve tatlı sözcükleri söyleyecek, sana konuşmayı dikkatle ve sevgiyle öğretecek.
-Peki Allah'ım, ben seninle konuşmak istersem ne yapacağım?
-Meleğin sana ellerini açarak bana dua etmeyi de öğretecek.
-Dünyada kötü adamlar olduğunu duydum, beni kim koruyacak?
-Meleğin seni kendi hayatı pahasına dahi olsa daima koruyacak.
-Fakat ben, seni bir daha göremeyeceğim için çok üzgünüm.
-Meleğin sana sürekli benden söz edecek ve bana gelmenin yollarını sana öğretecek.
O sırada Cennette bir sessizlik olur ve dünyanın sesleri cennete kadar ulaşır.Bebek gitmek üzere olduğunu anlar ve son bir soru sorar:
-Allah'ım eğer şimdi gitmek üzereysem lütfen çabuk söyle, benim meleğimin adı ne?
-Meleğinin adının önemi yok yavrum, sen onu ANNE diye çağıracaksın..



EMEK
Renklerin ustası olarak anılan büyük bir ressamın öğrencisi eğitimini tamamlamış.
Büyük usta öğrencisini uğurlarken, yaptığı resmi şehrin en kalabalık meydanına koymasını ve yanına da kırmızı bir kllem bırakmasını, halktan
beğenmedikleri yerlere çarpı koymalarını rica eden bir yazı iliştirmesini istemiş.
Öğrenci birkaç gün sonra resme bakmaya gittiğinde
resmin çarpılar içinde olduğunu görmüş.
Üzüntüyle ustasına gitmiş.
Usta ressam üzülmemesini ve yeniden resme devam etmesini önermiş.
Öğrenci resmi yeniden yapmış.
Usta yine resmi şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş fakat bu kez yanına bir palet dolusu çeşitli renkLerde boya ile birkaç fırça koymasını ve yanına da insanlardan"beğenmedikleri yerleri düzeltmesini" rica eden bir yazı ile bırakmasını önermiş.
Öğrenci denileni yapmış.
Birkaç gün sonra bakmış ki resmine hiç dokunuLmamış.
Sevinçle ustasına koşmuş.
Usta ressam şöyle demiş: "İlkinde insanLara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız bir eleştiri sağanağı ile karşılaşılabileceğini gördün.
Hayatında resim yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı.
İkincisinde onlardan yapıcı olmalarını istedin.
Yapıcı olmak eğitim gerektirir.
Hiç kimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye cesaret edemedi.
Emeğinin karşılığını, ne yaptığından haberi olmayan insanlardan alamazsın.l
Sakın emeğini bilmeyenlere sunma ve asla bilmeyenle tartışma."
.

GERÇEK DOST
Ülkenin birinde iki gerçek dost yaşarmış.
Birinin malı, ötekinin malı gibiymiş.
Anlaşılan o ülkede dostluk, bambaşkaymış...
Bir gece ülkede herkes dalmış derin uykulara.
Orada güneş battı mı, fırsat bu fırsat der,
uykunun tadını çıkarırmış millet.
Gece yarısı bizim dostlardan biri, fırlamış yatağından,
koşmuş doğru dostunun evine.
Uyandırmış hizmetçileri tatlı uykularından...
Dostu, yukarıdan duymuş sesini. Hemen kaptığı gibi
kılıcını, kesesini, koşmuş dostunun yanına...
"Hayrola!" demiş, merak içinde, soluk soluğa...
"Sen, kolay kolay uyandırmazsın kimseyi,
uykuyu da seversin üstelik.
Kumarda kaybettiysen; al şu keseyi.
Evini bastılarsa; işte buradayız ben ve kılıcım.
Haydi gidip haklarından gelelim.
Yalnız yatamaz mı oldun yoksa???
Benim güzel cariyeyi al git öyleyse..."
"Yok a canım." demiş dostu... "Ne o, ne de bu.
Rüyamda biraz düsünceli gördüm seni...
Sakın başı dertte olmasın deyip koştum.
Kusura bakma dostum!"
Gerçek bir dostu olmak ne güzel bir şey!
Derdini açmanı beklemez bile...
Kendi bulup söylemek ister, belki sen çekinirsin diye.
Sevdiği insanın üstüne titrer,
bir düşten, bir hiçten nem kapar.



Tıklayınız...

Hic arkadas yok


*** SanalKahve.com 2008-2023 ***