REKLAM
NupeLda
PROFIL   RESIMLER   BLOGLAR   MISAFIR DEFTERI   ARKADASLAR   FAVORILER   VIDEOLAR  
 



mem_gold SITE DISINDA

Kadin
42 Yasinda
Canada



DIN: Musluman
MESLEK: Kolej
MEDENI HAL: Evli
UYELIK TARIHI: 06/20/2011
YILDIZI: Basak burcu
SON GIRIS: 09/17/2012 23:51:29
REYTINGIM: 6.99

EGER



O kadar da önemli değildir bırakıp


gitmeler,


arkalarında doldurulması


mümkün olmayan boşluklar


bırakılmasaydı eğer.

Dayanılması o kadar da zor değildir,


büyük ayrılıklar bile,


en güzel yerde başlatılsaydı eğer.

Utanılacak bir şey değildir ağlamak,


yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer

Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,


çalınan birinin kalbiyse eğer.

Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,


insan bütün derilerden soyunabilseydi


eğer.

O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir


ses,


hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.

Daha çabuk unuturdu belki su


sızdırmayan sarılmalar,


kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı


eğer.

Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler


zamanla,


öylesine delice bakmasalardı eğer.

Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün


yakıcı tadı belki de


kalp, göğüs kafesine o kadar


yüklenmeseydi eğer.

Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece


sohbetlerinin,


son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı


eğer.

Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman,


meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır


yaralamasaydı eğer.

Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş


gibi duran zaman,


beklemeye değecek olan gelecekse


sonunda eğer.

Rengi bile solardı düşlerdeki saçların


zamanla,


tanımsız kokuları yastıklara yapışıp


kalmasaydı eğer.

O büyük, o görkemli son, ölüm bile


anlamını yitirirdi,


yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.

O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar,


son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.

Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar


güneşleri,


her kaybedişin ardından hayat yeniden


başlamasaydı eğer.

Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak


şart olmazdı belki de,


dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı


eğer.

Anılarda kalırdı belki de zamanla ince


bel,


namussuz çay bile ince belli bardaktan


verilmeseydi eğer.

Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık


kestirmelerin ardından,


dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta


olmasaydı eğer.

Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi


belki de,


sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.

Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap


tadındaki şiirler böylesine,


kulağına okunacak biri olsaydı eğer.

İnanmak mümkün olmazdı her aşkın


bağrında bir ayrılık gizlendiğine belki de,


kartvizitinde 'onca ayrılığın birinci


dereceden failidir' denmeseydi eğer.

Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,


ihanetinden onlar da payını almasaydı


eğer.

Issızlığa teslim olmazdı sahiller,


Kendi belirsiz sahillerinde amaçsız


gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın


eğer.

Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.


Yalnız kalmaktan korkmuyorum da,


ya canım ellerini tutmak isterse...

Evet Sevgili,


Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,


kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,


mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa


tanıklık etmiş olmasalardı  eger















 


Sus   Efkâr dolu gönül sustuğu vakit, bir


nâme duyulur; yalnızlar esas yalnızlığa,


duygular düşlediği rüyalara, dil konuşma


özlemi duyduğu sevdalara savrulur...


mühür vurulur Ayın'a, çıkarılır Şın


alfabeden, hüzne bırakılır Kaf belirsiz


sinelerden...   Ve bir ses duyulur, bir dize


fısıldar inceden;   "Ey gönül gel gayriden


geç aşka eyle iktidâ  Zümre ehli hakikat


ânı kılmış muktedâ."   Şimdi...   Sus


gönlüm...    Çok dile getirme. Sen dile


getirdikçe gönlün daha da coşuyor, daha


meraklanıyor ve beklemek daha da


zorlaşıyor.   Sus gönlüm...   Çok laf etme.


Az söyle ki işimiz olgunlaşsın. Az söyle ki


Hakk'a karşı yanlış kelâm çıkmasın.   Sus


gönlüm...   Bir elif miktarı sus... Az kaldı


bahara.   Dayan gönlüm. Denizin içinde


meydana gelen görünmeyen dalgalar gibi


yüreğin biliyorum. Beklemekten başka


çare olsaydı, seni durdurmazdım...   İnan


bana...   Ama yok. Başka çare yok.


Unutma ki ilaç bile beklemeden tesir


etmez, çiçek bile vakti gelmeden önce


açmaz...   Sus gönlüm...   Bu kışın bahara


dönünceye kadar. Bu gece gündüz


oluncaya kadar. Uzak yollar


yakınlaşıncaya kadar. Bu sıkıntının


ardından ferahlık gelinceye kadar. Ve


yüzümüz vuslat gözyaşlarıyla ıslanıncaya


kadar sus...   Sus gönlüm...   Seni senden


daha iyi bilen Rabbinin hükmü vuk'u


buluncaya kadar.   Sus gönlüm. Bütün bu


susmalarına karşılık her şeyin hayırlısının


olacağına inanarak sus.   Sus gönlüm...  


Her susuşun bir cevap olsun.   Her


susuşun, sabrın olsun.   Her susuşun,


duan olsun.   İçten yakarışının adı olsun


susuşun; bekleyişinin, umut edişinin,


inancının...   Özlediğin şeylerin vurgusu


olsun, susuşun...   Sükûta ses, bîçâreliğe


çare olsun...   Sus gönlüm...



.














.


.






















.
























..






































































































.










































.


NupeLda 4 arkadaşı var



*** SanalKahve.com 2008-2023 ***