REKLAM
Seyduna
PROFIL   RESIMLER   BLOGLAR   MISAFIR DEFTERI   ARKADASLAR   FAVORILER   VIDEOLAR  
 
Ah benim sevdalı başım...

mem_gold SITE DISINDA

Erkek
25 Yasinda
Turkiye



UYELIK TARIHI: 03/20/2010
YILDIZI: Koc burcu
SON GIRIS: 01/27/2018 20:56:07
REYTINGIM: 9.99

SEYDUNA VE ŞAHRUD '

'Seyduna şahrud iki sevdalı ırmaktır elbruz eteklerinde
Şahin gelip dalına konar şahrudun,seydunanın suyundan içer
"Umutlar tazelenir alamut kalesinde''Seyduna ve Şahrud' efsanesinin mitolojik olduğu, Şahrud'un 'hayat veren ırmak' anlamına geldiği, ünlü Alamut kalesini çevreleyen 'cennetin içinden geçen ırmak' da denen nehrin ismi olduğu bu yüzden Alamut Kalesi’nin muhteşem hükümdarı Hassan Sabbah’a da Seyduna denildiği söylenmektedir... “Kadın toprağın ve suyun ta kendisidir o yüzden Şahrud dedim” diyor. Ve böylece Şahrud Seyduna serüveni de başlamış oluyor.

Yüzüne bulut inse dolardı masal gözleri.
Bir solukluk Onların hikayesi öyle bi hikayedir ki Leyla ile Mecnun’u kendilerine imrendirir, Kerem’i Aslı için dağları delmekten vazgeçirir. Onlar ki yalnızca ufuk çizgisinde buluşan, onuda güneşin günde iki kez ateşe verdiği iki sevdalıdır.Kavuşamayan iki sevdanın, bir efsanenin öyküsüdür Seyduna ve Şahrud’un öyküsü..Fakat öyle bir sevdadır o ki mitolojik de olsa ihtiyacımız olan bir şey olsa gerek ki inanmak istiyoruz. Ufuk çizgisinde buluşmayı bekleyen nice sevdaları temsil ediyordur belki de.


Rivayete göre onlar birbirine kavuşamayan iki sonsuzluktur. Seyduna gökyüzü, Şahrud ise yeryüzüdür, denizdir. Hep birbirlerini görürler ama kavuşamazlar. Birbirlerine kavuşma aşkı ile yanarlar. Sevdalı bir bülbül gülüne uçar konar ona şakır ama Seyduna ve Şahrud için bu geçerli değildir. O sevda öyle bir sedadır ki ikisi de sonunda birbirlerine kavuşamayan birer nehir olurlar. Faklı nehirlerdir ama artık birdirler. Şahrud suyundan içen Seyduna’yı, Seyduna’dan içen Şahrud’u bulur...

Yitik öyküdür)
Tarihten iki ayrı coğrafyaya damlayan
İki ayrı yürekte durmadan kanayan
Seyduna’yla Şahrud
Yüreklerin akarken bıraktığı izi
Birbirlerinin gözlerinde aradılar.
Yoktu.
İki iklim farkıydılar
Ne zaman göz göze değseler
Yangın çıkmayacak denli uzaktılar.
Yalnızca aynaların dökülen sırrına yansırdı
Üçüncü bir kente düşmüş suretleri

Şahrud gökyüzü geliniydi.
rüzgarda bile
Usul usul kanardı gelincik bedeni.

Seyduna yeryüzü cehennemi.
Ölüm, çağrılı uçurumlarda sınardı sevdasını
Yalnız ufuk çizgisinde buluşurlardı,
Onu da güneş günde iki kez ateşe verirdi.

İki iklim ayrıldılar.
“Ya Şahrud! ” dedi Seyduna
“Gözlerime mermi diye sevdanı sürdüm.
Ardına bakma, gözyaşımla vurulursun.
Su gibi git.”

Şahrud’un yüzüne keder mayın gibi durdu.
Ve zaman gözlerinin su yeşilinde kuruldu.
Hüzün bir Buda heykeli gibi çırılçıplak,
Yüzlerine oturdu.

Rivayet odur ki,
Şahrud vardığı denizlerde hala
Seyduna türküleriyle uyanmakta,
Seyduna, Şahrud’un gözlerinden kalan
Masalla yaşlanmakta.)


(biliyorum! sen yine parmak uçlarında üşüyosun,aramızda kıvrılıp yatan uzaklıga inat,ayaklarınla kasıklarımın kasıgasını,ellerinle yüregimde yaktıgın ateşi düşlüyorsun.sularımız sızıp karışıyor ay karanlıkta ve çırıl çıplak bir ırmaga dönüşüyor yatagımızda apansız,parmakların tıkır tıkır işliyor iştahla,biliyorsun yaşamaktır aşk, geceyle gündüzün sessiz geçişimidir bir uyku bogazında,DELİCE BİR YANGIN PARMAKLARININ BUZULUNDA........)




iki ayrı baharın dalıydılar; biri ilk, diğeri sondu ve kan ter içinde bir yaz aralarında duruyordu. bahara yenildiler. şahrud taptazeydi. filizdi. yüreği güneşi içecek denli kar yangınıydı. her ucu ayrı bir yeşile sevdalı..
cemreler yaşamla arasında ana sütüydü. toprak var gücüyle ayakta tutuyor kendini ve doğurganlığını ona sunuyordu.

Seyduna ise her dal yeşile bir tomurcukla karşılık veriyordu. içtiği her damla güneşle çiçekleri çıtlıyordu. sanırsın rengarenk gülümseyen yeryüzüydü... seyduna ölüme ölümüne yakındı. çınardı. şahrud`un giyindiğini soyunuyordu ve gelinsi dalları soyundukça çıplaklığından utanıyordu. solan yüreğiyle her seher güne biraz daha sarı duruyor ve biliyordu; ten soğuması çoğu kez elinde ak keteniyle vaktinden önce geliyordu. seyduna`yla şahrud`un tek ve bütün bağları ayrılıkları da olan mevsimin en uzak uçlarında tutunmalarıydı.
mevsim haziran sonunda kendini yakınca koptular...
artık birbirlerinin kışında bile yoktular..
Ah benim yaralı ruhum
Ah benim insan kusurum
Ah benim isyanlarım, ah yalnızlıklarım
Gel artık uslandır beni

Ah benim iyimser yanım
Ah benim aldanışlarım
Ah benim kavgalarım
Ah pişmanlıklarım
Sus artık uslandır beni





Seyduna 1 arkadaşı var



*** SanalKahve.com 2008-2023 ***